İsviçre’de Antiemperyalist Lig’in tanıtım toplantıları yapıldı
2 Haziran 2024 tarihinde “Antiemperyalist Lig Koordinasyon Komitesi” imzasıyla kamuoyuna kuruluş duyurusu yapılan Antiemperyalist Lig’in (AEL) tanıtım toplantıları 15 ve 16 Haziran tarihlerinde Zürih ve Basel`de Partizan tarafından gerçekleştirildi.
15 Haziran günü Zürih ve 16 Haziran günü Basel’de yapılan toplantılar devrim ve komünizm şehitleri adına yapılan saygı duruşuyla başladı. Saygı duruşundan sonra AEL Koordinasyon Komitesi içinde yer alan Partizan temsilcisi tarafından AEL’in kuruluş amacı, İdeolojik ve Politik Çizgisi, Program ve İşleyişi, emperyalistlerin durumu ve planları, işçi sınıfı ve emekçilerin durumu ve devrimci ve komünistlerin durumunu özet olarak anlatan bir sunum yapıldı.
Partizan temsilcisi konuşmasına başlarken 15-16 Haziran Büyük İşçi Direnişinin yıl dönümü vesilesiyle bu direnişi selamladı. Birçok anti-emperyalist oluşum varken neden AEL’in kurulduğuna dair soruların akla gelebiceğini, bundan kaynaklı öncelikle bu konuya açıklık getirilmesi gerektiğini vurgulayarak konuşmasına başladı.
Partizan temsilcisi konuşmasında “Uluslararası alanda hepimizin de bildiği gibi kendisini ‘anti-emperyalist’ olarak tanımlayan birçok örgüt mevcuttur. Fakat yine hepimizin bildiği gibi anti-emperyalizmi algılayış ve anti-emperyalist karşı duruşta da çeşitli farklılıklar bulunmaktadır.
Bu kadar çok antiemperyalist örgütün olmasının en başta gelen nedeninin emperyalizmi tanımlayış ve emperyalizme karşı mücadelenin nasıl gerçekleştirileceğini belirleyen ideolojik-politik çizgi farklılıkları olduğunu söyleyebiliriz.
Daha eski tarihlerde olanları bir kenara bırakıp yakın tarihteki Suriye, Ukrayna ve Filistin bağlamında yaşanan gelişmelere odaklandığımızda dahi kendisini antiemperyalist olarak tanımlayan çevrelerin ciddi farklılıklarla kendilerini konumlandırdıklarını gördük. Dolayısıyla sınıf mücadelesinin tüm sorunlarında olduğu gibi ideolojik çizgi belirleyici olmaktadır; Antiemperyalist mücadeleyi hangi sınıfın, hangi ideolojinin kumandasında biçimlendirdiğimiz ve pratikte nasıl anlamlandırdığımız önem kazanmaktadır.
AEL’e hükmeden ideoloji proletaryanın ideolojisidir ve antiemperyalist mücadele proletaryanın politik iktidar mücadelesine dolaylı olarak hizmet etmelidir. İdeolojik bir kolaj oluşturularak tutarlı bir antiemperyalist mücadele yürütülemediğini görüyoruz.” dedi.
Konuşmasına içinde bulunduğumuz sürecin emperyalistler cephesinden özetiyle devam eden Partizan temsilcisi, emperyalist sistemin yapısal krizinin yarattığı tüm sonuçların dünya proletaryası ve ezilen emekçi kesimlerin yaşam koşullarını daha da ağırlaştırdığını, emperyalistlerin kendi aralarında ciddi bir kutuplaşmanın yaşandığını, çeşitli birlikler ve ittifaklar üzerinden birbirleriyle rekabet halinde olduklarını, diğer taraftan ise işçi ve emekçilere yönelik saldırılarda ortaklaştıklarını vurguladı. “Ukrayna’nın Rus emperyalizmi tarafından işgali, İsrail’in Filistin de yaptığı katliam ve işgal saldırısı ve dünyanın birçok yerinde çıkarlan karışıklıklarda taraf olan, savaş ve işgali kışkırtan teşvik eden emperyalistlerin, kendilerini tüm bunların dışında tutarak “barış” masaları kurmaları sahtekârlıktan başka bir şey değildir.
Diğer taraftan dünyanın birçok ülkesinde kendiliğinden de olsa işçi ve emekçilerin örgütlediği birçok direniş ve eylemler gerçekleşmektedir. Ancak bu hareketlerin büyük bir çoğunluğunun devrimci önderliklerden yoksun olması nedeniyle büyük bedeller ödenmesine ve görkemli direnişler gerçekleştirilmesine rağmen sonuç alıcı olmamaktadırlar. Devrimci ve komünistlerin ezilen halk kitlelerini devrim için örgütlemedeki yetersizlikleri reformizmin, tasfiyeciliğin ve revizyonizmin güçlenmesine olanak tanımaktadır. Ezilen halk kitleleri ve devrimci saflarda çeşitli düzeylerde etkin olan reformist, revizyonist, tasfiyeci etkinliği kırmak hem de geniş halk kitlelerini karşı karşıya oldukları somut sorunlar üzerinden örgütlemek ve harekete geçirmek için uluslararası düzeyde tutarlı bir anti-emperyalist cephenin oluşturulması zorunluluk olarak öne çıkmaktadır. Bu nedenle AEL’in kurulması önemli bir adımdır.
AEL’in ciddi ve tutarlı bir anti-emperyalist mücadeleyi uluslararası düzeyde örgütlemesi ancak, ortaya koyduğu politik çizgiyi pratikle birleştiren bir hat izlemesi halinde olanaklıdır. Salon toplantıları ve çeşitli sorunlara ilişkin açıklamalar yapmakla kendisini sınırlandıran anlayışlardan esas olarak ezilen halk kitlelerinin sorunlarına çözüm olmak amacıyla gerçekleştireceği pratik tutumuyla ayrıştırmalıdır. AEL, ortaya koyduğu ideolojik-teorik ve politik anlayışını pratiğe dönüştürdüğünde emperyalizme karşı mücadelede güçlü bir merkeze dönüşecektir.” diyerek açıklamasına devam etti.
Partizan temsilcisi sunumunu “Sınıflar mücadelesinin omuzlarımıza yüklediği tarihsel yükün farkındayız. Emperyalistler ve tüm gericileri alt edebilecek bilincimiz ve inancımız var. Hepsinden de önemlisi, daha yaşanılır bir dünya özlemi içinde olan ve bunu hak eden milyarlarca yoksul ve ezilen halkın gücüne inanıyoruz. Bu çağrıya kulak verelim, emperyalist saldırganlığın her biçimine karşı yoksul ve ezilen halkların antiemperyalist barikatını oluşturalım. Gelin emperyalistleri ve uşaklarını yeryüzünden silmek için enternasyonal proletaryanın, ezilen halkların ve ezilen ulusların mücadelelerini birleştirelim.” şeklinde bitirdi.
Sunumun ardından toplantılara katılan Atılım, Devrimci Cephe ve Proleter Devrimci Duruş temsilcileri söz alarak oluşturulan Lig çalışmalarını selamlayarak düşüncelerini aktardılar. Ardından katılan kitleye söz hakkı verildi. Birçok kişinin söz aldığı, eleştiri ve önerilerini sunduğu canlı tartışmaların olduğu toplantı, mücadelenin geliştirilmesi için başarı dilekleriyle sonlandırıldı.
16 Haziran 2024