Avusturya Tirol’de Antiemperyalist Lig Tanıtımı Gerçekleştirildi
Mor Kızıl kolektifin İnnsbruck’da 16 Haziran’da gerçekleştirdiği “Haziran’da Ölmek Zor” Pikniğinde AEL tanıtımı gerçekleştirildi.
Partizan adına yapılan açıklamada; Enternasyonal proletarya ve ezilen dünya halklarının uluslararası antiemperyalist merkezinin oluşum çalışmaları uzun bir süredir devam etmekteydi. Bu çalışma geçtiğimiz günlerde sonuçlandırıldı ve 2 Haziran 2024 tarihli “Antiemperyalist Lig Koordinasyon Komitesi” imzalı açıklama ile kamuoyuna duyurusu yapıldı. Antiemperyalist Lig Koordinasyon Komitesi (AEL KK) dört ülkenin antiemperyalist kurumları tarafından oluşmaktadır: Türkiye’den “Partizan”, Brezilya’dan “Halkın Haklarını Savunmak İçin Devrimci Cephe”, Meksika’dan “Halkın Akımı-Kızıl Güneş”, Ekvator’dan “Halk Mücadelelerini Savunma Cephesi”. Yeni bir uluslararası antiemperyalist örgütlenmenin gerekliliği noktasında hemfikir olan Partizanın da içinde bulunduğu AEL Koordinasyon Komitesi bu süreç içinde Latin Amerika ve Avrupa’nın birçok ülkesinde görüşmeler gerçekleştirmiştir. Bu görüşmelerden ortaya çıkan sonuca göre dünyanın farklı ülkelerinden birçok antiemperyalist örgüt AEL içinde yer almaya hazırdır. Bu görüşmeler sırasında kimi örgütlerde AEL içinde yer almasalar da birlikte çalışmalar yapabileceklerini belirtmişlerdir.
AEL Koordinasyon Komitesi bileşenleri AEL Kuruluş Konferansını gerçekleştirecekleri zamana kadar mümkün olan en geniş birlikteliği sağlamak için dünyanın çeşitli ülkelerinde antiemperyalist güçlerle görüşmelerine devam etmektedir denildi. AEL in kuruluş konferansını bu yıl içerisinde gerçekleştirmek istediği, yıl sonuna kadar yoğun bir çalışma sürecinin olacağı belirtildi. Neden AEL’e ihtiyaç duyulduğuna ilişkin özellikle kendisini ‘’Anti emperyalist gören birçok kurumun Emperyalizm ve anti emperyalist mücadele yaklaşımlardan kaynaklı yaşanan sıkıntılara vurgu yapıldı. Suriye, Ukrayna ve Filistin bağlamında yaşanan gelişmelere odaklandığımızda dahi kendisini antiemperyalist olarak tanımlayan çevrelerin ciddi farklılıklarla kendilerini konumlandırdıklarını gördük. Dolayısıyla sınıf mücadelesinin tüm sorunlarında olduğu gibi ideolojik çizgi belirleyici olmaktadır; Antiemperyalist mücadeleyi hangi sınıfın, hangi ideolojinin kumandasında biçimlendirdiğimiz ve pratikte nasıl anlamlandırdığımız önem kazanmaktadır. AEL’e hükmeden ideoloji proletaryanın ideolojisidir ve antiemperyalist mücadele proletaryanın politik iktidar mücadelesine dolaylı olarak hizmet etmelidir. İdeolojik bir kolaj oluşturularak tutarlı bir antiemperyalist mücadele yürütülemediğini görüyoruz denildi.
Emperyalist krize yönelik olarak; Emperyalist sistemin yapısal krizinin yarattığı tüm sonuçlar dünya proletaryası ve ezilen emekçi kesimlerin yaşam koşullarını daha da ağırlaştırmıştır. Daha çok yarı-sömürge, geri bıraktırılmış ülke halklarının sorunu olarak kabul gören yoksulluk günümüzde gelişmiş kapitalist ve emperyalist ülke halkları açısından da öne çıkan bir gerçekliğe dönüşmüştür. Faşizmin ve faşist örgütlenmelerin normalleştirildiği, mültecilerin istismarının egemen siyaset sahnesinin biçimlendirilmesinde önemli bir işleve büründürüldüğü, uluslararası tekellerin insanı ve doğal yaşam alanlarını yağması sınırsız bir vahşet boyutunda devam etmektedir. Emperyalist sistemin derinleşen çelişkilerinin bir sonucu olan saldırganlık savaşlarının yaygınlaşmış, emperyalistler ve uşakları arasındaki kamplaşma ve güç mücadelesinde savaşlar çelişki çözme yöntemi olarak belirgin bir biçimde öne çıkmıştır. Enternasyonal proletarya ve dünyanın ezilen halklarını daha zorlu günlerin beklediğini görebiliyoruz. Sınıf mücadelesinin ulusal ve uluslararası düzeyde her geçen aşamada daha da sertleşeceğini hepimiz öngörebiliyoruz. Toplumsal muhalefet odaklarının mümkün olduğunca birlikte hareketini sağlamak için çaba göstermek önemlidir. Çünkü karşımızda devasa olanaklarla hakimiyetini devam ettirmek isteyen gerici bir cephe bulunmaktadır. Söz konusu sömürü ve yağma düzeninin devamı olduğunda kendi aralarındaki uzlaşmaz karşıtlıklara rağmen enternasyonal proletarya ve dünyanın ezilen halklarına karşı birleşmekte tereddüt etmeyen karşı-devrim güçlerine karşı asgari düzeyde dahi birleşilebilecek noktalarımızı ortaya çıkarmak ve birlikte hareketi örgütlemek gerekmektedir. Sınıflar mücadelesinin omuzlarımıza yüklediği tarihsel yükün farkındayız. Emperyalistler ve tüm gericileri alt edebilecek bilincimiz ve inancımız var. Hepsinden de önemlisi, daha yaşanılır bir dünya özlemi içinde olan ve bunu hak eden milyarlarca yoksul ve ezilen halkın gücüne inanıyoruz. Bu çağrıya kulak verelim, emperyalist saldırganlığın her biçimine karşı yoksul ve ezilen halkların antiemperyalist barikatını oluşturalım. Gelin emperyalistleri ve uşaklarını yeryüzünden silmek için enternasyonal proletaryanın, ezilen halkların ve ezilen ulusların mücadelelerini birleştirelim. Emperyalist saldırı savaşlarına, haksız savaşlara, faşizme ve her türlü gericiliğe karşı Antiemperyalist Lig’i inşa edelim. Tüm antiemperyalist güçleri AEL içerisinde örgütlenmeye ve mücadele etmeye davet edildi. Partizan temsilcisi; önümüzdeki süreçte tüm anti faşist güçlerle ortak toplantıların gerçekleştirileceğini belirterek AEL’in anti emperyalist mücadelede önemli bir mevzi olduğunu ve tüm ilerici devrimci güçleri birlikte mücadeleye davet ederek konuşmasını sonlandırdı.
16 Haziran 2024